Ergülen Toprak / New York
IŞİD’e karşı Rojava’da savaşan Amerikalı Robert Rose ve İngiliz Macer Gifford, Suriye’de “iç savaş değil, uluslararası bir savaşın yaşandığını” söyledi.
New York City Üniversitesi’nde (CUNY) “New York Rojava Dayanışma Grubu (Rojava Solidarity)” tarafından düzenlenen konferansa dinleyici olarak katılan Amerikalı Robert Rose ve İngiliz Macer Gifford, konferansın ardından Rojava’da yaşadıklarını Rudaw’a anlattı.
İngiltere’den kısa bir süreliğine Amerika’ya gelen Gifford (28), ziyaretinin asıl amacının Amerikan Hükümeti’nin Kürtlere daha fazla yardım etmesi için kamuoyu yaratmak olduğunu söyledi. Bu amaçla birkaç kez Amerikan toplumu ile bir araya gelen Gifford, aralarında Fox TV’nin de bulunduğu büyük medya kuruluşlarının da ana haber bültenlerine konuk oldu.
Bankadaki işini bırakıp cepheye gitti
Londra’da bankacılık yaparken neden YPG’ye katıldığını Rudaw’a anlatan Gifford şunları söyledi:
“Kürtlerle ilgili sürekli haberler okuyordum. Kobani’de ve Ezidiler’e yapılanları medyada görünce ‘gönüllü olarak ne yapabilirim’ diye düşünmeye başladım. Gidip cephede savaşmak ve sonrasında da gelip yaşadığım tanıklıkları anlatmak istedim. Kürtler neler istiyor, nelere ihtiyaçları var, nasıl bir çözüm bulunabilir gibi düşünceler taşıyordum. Korkunç bir zulüm vardı ama hükümetimiz bir şey yapmıyordu. O yüzden Noel’e birkaç gün kala ülkemden ayrıldım. Birkaç gün sonra da Rojava’daydım.”
Rojava’da YPG güçleriyle birlikte yaklaşık 6 ay IŞİD’e karşı savaştığını belirten Gifford, cephede yaşadıkları için “İnanılmazdı, hayatım boyunca unutmayacağım” dedi. “Aynı bölgede hem en iyi insanları ve hem de en kötü insanları görüyorsunuz” diyen Gifford, şöyle devam etti:
“Çok kötü şartlar altında en kötü şeylere tanık oldum. Arkadaşlarımı kaybetmek çok büyük bir acıydı ama neden savaştığımızı da unutmuyorduk. Ezilen ve katledilmek istenen bir halkla dayanışmak için ordaydık sonuçta. Amerika’dan Avustralya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden farklı köken ve yaşlarda yüzlerce savaşçı Kürtler için savaşmaya gelmişti Rojava’ya.”
Ülkesine döndükten sonra herkesin kendisine Rojava’da yaşananları sorduğunu ifade eden Gifford, “Herkes şunu merak ediyor. Rojava’da neler oluyor? Neden oraya gittim? Neydi amacımız? Aslında IŞİD’den kurtulmak tek mesele değil. Suriye’nin geleceği, Rojava’nın gelecekteki durumu, nasıl bir sistem inşa edileceği de çok önemli. Demokratik Konfederalizm ve geleceğe dair umutlarımız üzerinde epeyce tartışılması gereken konular” dedi.
Rojava’da yaşadıklarını kitaplaştıracağını belirten Gifford, Amerikan ve İngiliz toplumuna yönelik de şu mesajları verdi: “ABD ve İngiltere hükümetlerini daha fazla şey yapmaları için teşvik etmeliyiz. Çünkü bir iç savaşla değil, herkesi ilgilendiren uluslararası bir savaşla karşı karşıyayız. Bu savaşın daha kısa bir sürede sonra ermesi için Kürtlere daha fazla para, askeri ve siyasi yardım yapmalarını sağlamamız lazım.”
.
‘Kalbimin sesini dinledim ve gittim’
Amerikalı Robert Rose (25) da medyada gördüklerinden çok etkilendiğini belirterek, “IŞİD Rojava ve Güney Kürdistan’da masum Kürtlere korkunç şeyler yapıyordu. Özellikle kadın ve çocuklara yapılanları görmek dayanılmazdı. Facebook üzerinden Rojava’da bulunan bir Amerikalı ile bağlantı kurunca IŞİD’e karşı savaşa katılmaya karar verdim” diye konuştu.

Küçük yaşta bir oğlu bulunan Rose, New York’un Bronx bölgesinde yaşıyor. Güney Kürdistan ve Rojava’ya iki kez giden Rose, ilk gidişinde 3 ay, sonraki gidişinde de 2 ay kaldığını söyledi. Son gidişinde Haseke’de savaştığını anlatan Rose, şöyle devam etti:
“Ailem gitmeme çok karşı çıktı. ‘Orada ölürsün’ dediler. Ama kalbimin sesini dinledim ve Rojava’ya gittim. Orada hiç bilmediğim bir yere gittim ve hiç tanımadığım insanlarla yaşadım. Beni kendi çocukları gibi gördüler sanki ben de bir Kürt’müşüm gibi davrandılar. Kürtlerin misafirperverliğini, yabancılara nasıl davrandığını anlatmaya kelimeler yetmez, gidip onu yaşamak lazım.”
Rojava’da çevresinde İngilizce bilen fazla Kürt olmadığını olmadığı kaydeden Rose, “Bana bir Kürtçe-İngilizce sözlük verdiler. Günlük hayatta daha çok vücut dili ve işaret dili anlaşıyorduk. Biraz da Kürtçe öğrendim ve onlara İngilizce öğrettim. Sadece dillerini değil, aynı zamanda kültürlerini ve savaşta nasıl hayatta kalabileceğimi de öğrendim. İletişim kurmayı bir şekilde başarıyorduk. Çok ciddi sorunlar yaşamadım iletişim kurma konusunda” dedi.
Rojava’da yüzlerce Batılı savaşçı ile tanıştığını belirten Rose, “New York’tan çıkıp YPG’ye katılmaya giden fazla savaşçı yok, ama buradan IŞİD’e giden çok. Bu yüzden benimle tanışanlar çok şaşırıyor” diye konuştu.
.
‘Oğluma kötülerle savaşmaya gittiğimi söyledim’
İkinci gidişi NBC tarafından haber yapılan Rose, New York’a döndükten sonra çevresine ve Amerikan toplumuna Rojava ile ilgili şunları aktardığını söyledi:
“Burada herkes Ortadoğu’yu ve Rojava’da cephede yaşadıklarımı merak ediyor. Ben de onlara Kürtlerin ne kadar harika insanlar olduğunu anlatıyorum. Sekiz yaşındaki oğlum da ‘neredeydin’ diye soruyor. Ona da ‘Kötülerle savaşmaya gidiyorum’ diye anlattım. Kürtlerin yaşadığı durumu, yardıma ihtiyaçları olduğunu, burada Amerika’da yaşadığımız demokrasi, barış ve özgürlüklerin aynısını istediklerini söylüyorum herkese. Bunun için Kürtlere destek vermemiz gerekiyor.”
Kürdistan’ı çok sevdiğini belirten Rose, “Savaş bitince de Kürdistan’a gidip gelmek istiyorum. Rojava’da yaşadıklarımdan sonra burda ne kadar iyi şartlarda yaşadığımı daha iyi anladım” dedi. (Rudaw)
Rudaw’da yayınlanan Türkçe haber linki
http://rudaw.net/turkish/world/141120152
Kürtçe haber linki
http://rudaw.net/kurmanci/world/141120158
Arapça haber linki