Son yıllarda yazdığı romanlar birçok yabancı dile çevrilen Kürt yazar Burhan Sönmez Amerikan PEN Festivali’ne yeni kitabı “İstanbul İstanbul”u anlattı. Kürt yazarlarının anadillerinin yasaklanması nedeniyle yaşadıkları travmaya dikkat çeken Sönmez, “Düşündüğünü Kürtçe yazamamak Türkçe’de bir enerjiyi ortaya çıkartıyor” dedi. Sönmez, “Edebiyat bir ülke, edebiyatçılar da ayrı bir ulustur” dedi.
Amerikan PEN tarafından New York’a davet edilen Burhan Sönmez, World Voices Festivali’nde kısa bir süre önce çıkan ve İngilizce’nin yanı sıra 16 yabancı dile çevrilecek olan “İstanbul İstanbul” kitabını anlattı. İstanbul’un aydınlık ve karanlık tarafına vurgu yapmak için kitabın isminde iki ayrı İstanbul’a atıfta bulunduğunu ifade eden Sönmez, okurlarına kitabın İngilizce çevirisinden bazı bölümler okudu.
Türkiye’deki güncel meseleler ve Kürtlerle ilgili sorulara da yanıt veren Sönmez, Kürtçe’nin uzun yıllar yasaklı olduğu için Kürt yazarların travma yaşadığını söyledi. Yaşar Kemal’le ilgili bir anısını da anlatan Sönmez şöyle dedi:
“Kürtçe biliyorsunuz ama yazamıyorsunuz. Onları ancak Türkçe ifade edebilirsiniz. Bu öyle seçimli bir şey değil. Hem İngilizce biliyorum hem Türkçe, istediğim dilde yazarım gibi bir şey değil. Burda başkasının elde edemeyeceği bir enerji vardır. Bir Kürt olduğu halde Yaşar Kemal kime sorsanız Türkiye’nin ve Türkçe’nin en büyük yazarıydı. Bana ‘sen çok geç başlamışsın yazmaya ama iki dilin enerjisini tek dile sığdırıyorsun bu senin için bir avantajdır. Ben de gençken Kürtçe destanlar okudum ama sonra Türkçe yazdım’ dedi. Başta zorunluluktan kaynaklanan dezavantajı bir süre sonra avantaja çevirmek mümkün. Türkçe yazsan da Kürtçe bildiklerini ve düşündüklerini yazıyorsun. Böylece Türkçe’ye çok büyük bir güç vermiş oluyorsun.”
Yeni nesil Kürt yazarların ve Kürtçe’nin geleceğini parlak bulduğunu ifade eden Sönmez, kendi yazarlığını hangi kimlikle nasıl tanımladığı konusunda ise “Bu zor bir soru. Kürt’sünüz ama Türkçe yazıyorsunuz. Cevabı A veya B olmayan bir soru ortaya çıkıyor. Bu bizim kendi vereceğimiz kararla ilgili bir şey değil. Ben ne dersem diyeyim bunun sosyal bir cevabı vardır” diye konuştu.
Festivalin ikinci gününde de aralarında Burhan Sönmez’in yer aldığı farklı ülkelerden beş yazar okurlarına kitap okudu ve soruları yanıtladı.
https://twitter.com/BrhnSnmz/status/726436609713909760
Amerikan PEN toplantısına katılan ilk Kürt yazar olan Sönmez, aynı festivale Orhan Pamuk ve Elif Şafak’tan sonra Türkiye’den katılan üçüncü yazar oldu. Aynı zamanda English PEN ve Türkçe PEN üyesi de olan Sönmez, International PEN komisyonlarında görev aldığını belirterek bundan sonra çalışmalara aktif katılacağını belirtti.
Uluslararası PEN’de iki ayrı birimde yer aldığını ve dünyanın her yerinde yaşanan ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik ihlallere karşı mücadele edeceklerini ifade eden Sönmez şöyle devam etti:
“Üyesi olduğum PEN Türkiye ve English PEN dünya genelinde yazarlarla iletişimde olma ve dayanışma gösterme acısından bunlar önemli kurumlar. Mesela Türkiye’de, Meksika’da, Bangladeş’te veya dünyanın başka bir yerinde, ifade ve düşünce özgürlüğünü ihlal eden durumlarda ortak ses çıkarıyoruz.”
https://twitter.com/cagrieylem/status/726250696606113793
Edebiyatın kimlik ve dil farklılığı tanımadığının ve World Voices Festivali başta olmak üzere PEN etkinliklerinin de bunu pekiştirdiğini vurgulayan Sönmez, “Bu, kendi edebiyatınızı başka edebiyatlarla yakınlaştırmak, onlardan beslenmek ve ayni zamanda sesinizi daha da duyulur kılmak acısından önemli. Edebiyat kendi başına bir ülke, edebiyatçılar da ayrı bir ulustur. Sınırları yoktur ve dilleri sayısızdır.”
Haymanalı Kürt yazar Sönmez, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) New York grubu ve Research Instıtute Turkey (RIT) tarafından City University of New York (CUNY) Graduate Center’de düzenlenen imza gununde de okurlarıyla bir araya geldi.
Sönmez “Kuzey”, “Masumlar” romanlarıyla Türkiye ve dünyada birçok ödül almıştı. “Masumlar” altı dile çevrilmişti. (Rûdaw)